Put the words in parentheses into abbreviated form.
- Parantez içindeki kelimeleri kısaltılmış şekle koyun.
In English, ultraviolet is often abbreviated as UV.
- İngilizcede ultraviyole sık sık UV olarak kısaltılır.
I must have it shortened.
- Onu kısalttırmalıyım.
I shortened my speeches.
- Konuşmalarımı kısalttım.
A working day shortens life by 8 hours.
- Bir çalışma günü hayatı 8 saat kısaltır.
I don't like to sew, but I shall have to shorten these trousers.
- Ben dikiş dikmeyi sevmiyorum ama bu pantolonu kısaltmak zorundayım.
In English, ultraviolet is often abbreviated as UV.
- İngilizcede ultraviyole sık sık UV olarak kısaltılır.
Put the words in parentheses into abbreviated form.
- Parantez içindeki kelimeleri kısaltılmış şekle koyun.
The student decided to abridge his paper by taking out unnecessary details.
- Öğrenci gereksiz ayrıntıları çıkararak raporunu kısaltmaya karar verdi.
This book is abridged from the original.
- Bu kitap orijinalinden kısaltılmıştır.