The meeting, in short, was a waste of time.
- Kısacası toplantı vakit kaybıydı.
In short, all our efforts resulted in nothing.
- Kısacası, tüm çabalarımız boşa gitti.
In brief, Sherlock lives.
- Kısacası, Sherlock yaşıyor.
In brief, the party was splendid.
- Kısacası, parti müthişti.
In a word, life is short.
- Kısacası, yaşam kısadır.
In a word, I don't trust him.
- Kısacası ona güvenmiyorum.