kısacası

listen to the pronunciation of kısacası
Türkisch - Englisch
in short

The meeting, in short, was a waste of time. - Kısacası toplantı vakit kaybıydı.

In short, all our efforts resulted in nothing. - Kısacası, tüm çabalarımız boşa gitti.

in a word, the long and short of it is that ...; in brief
on the upshot
shortly, in brief, in short, in a word
in brief

In brief, Sherlock lives. - Kısacası, Sherlock yaşıyor.

In brief, the party was splendid. - Kısacası, parti müthişti.

in fine
in a word

In a word, life is short. - Kısacası, yaşam kısadır.

In a word, I don't trust him. - Kısacası ona güvenmiyorum.

shortly
in one word
the upshot
Türkisch - Türkisch
Kısa söylemek gerekirse: "Bir kimse, doktor, avukat, yargıç, kunduracı, kısacası ne iş görürse görsün, gerekli sanat eğitiminden yoksunsa, gördüğü işin önemini kavrayamaz."- N. Cumalı
velhasıl