He seldom, if ever, comes. - O nadiren, kırk yılda bir, gelir.
He seldom, if ever, comes.
O nadiren, kırk yılda bir, gelir.
He seldom, if ever, reads a book. - Nadiren, kırk yılda bir, bir kitap okur.
He seldom, if ever, reads a book.
Nadiren, kırk yılda bir, bir kitap okur.