He has the water running in the bathtub.
- Küvette akan suyu var.
Tom scrubbed the bathtub.
- Tom küveti temizledi.
In the bathroom there's a sink, a bidet, a toilet, and a shower. There used to be a bath.
- Banyoda bir lavabo, bir bide, bir tuvalet ve bir duş var. Bir küvet vardı.
Do not use this product near a bathtub, sink, shower, swimming pool, or anywhere else where water or moisture are present.
- Bu ürünü küvet, lavabo, duş, yüzme havuzu ya da su ve rutubetin olduğu başka herhangi bir yerin yanında kullanmayınız.
Somebody had drowned her in the bathtub.
- Biri onu küvette boğmuştu.
Tom filled the bathtub with hot water.
- Tom küveti sıcak su ile doldurdu.
I killed her by drowning her in a tub filled with Neo Kobe pizza.
- Neo Kobe pizza ile dolu bir küvette onu boğarak öldürdüm.
He held her down in the tub until she drowned.
- O onu boğuluncaya kadar küvette bastırdı.