The cabin smelled musty.
- Kabin küflü kokuyordu.
This room smells musty.
- Bu oda küflü kokuyor.
The bread was mouldy, but Tom ate it nevertheless.
- Ekmek küflüydü ama Tom yine de onu yedi.
The bread was moldy, but Tom ate it anyway.
- Ekmek küflüydü, ama Tom yine de onu yedi.
The farmer's wife threw moldy bread out of kitchen window and the hungry farm cat ran out of the barn to eat it.
- Çiftçinin karısı, mutfak penceresinden küflü ekmek fırlattı ve aç çiftlik kedisi onu yemek için ahırdan dışarı koştu.