küflü

listen to the pronunciation of küflü
Türkisch - Englisch
musty

This room smells musty. - Bu oda küflü kokuyor.

The cabin smelled musty. - Kabin küflü kokuyordu.

mildewy
mouldy, moldy, mildewed, musty; mouldy, moldy, fusty, old-fashioned
mouldy

The bread was mouldy, but Tom ate it nevertheless. - Ekmek küflüydü ama Tom yine de onu yedi.

moldy

We have nothing but some moldy bread. - Biraz küflü ekmekten başka bir şeyimiz yok.

The bread was moldy, but Tom ate it anyway. - Ekmek küflüydü, ama Tom yine de onu yedi.

moldy; mildewy; musty
fusty, fogyish, moldy
jocular moldy coin; moldy bill; moldy shekel
mildewed
fusty
küflü olma
moldiness
küflü olma
mouldiness
Türkisch - Türkisch
Küflenmiş olan
Zamanı geçmiş, köhne
Saklanmış altın para
kafası küflü
Çağının gerisinde kalmış, gerici
küflü
Favoriten