Tom answered with a contemptuous laugh.
- Tom küçümseyici bir gülüşle cevap verdi.
They don't despise you.
- Onlar seni küçümsemiyorlar.
Even his servants despised him.
- Onun uşakları bile onu küçümsedi.
There was a scornful note in his voice.
- Sesinde küçümseyen bir ifade vardı.
Tom learnt from Mr Ogawa that many people have scorn for the nouveau riche.
- Tom birçok insanın sonradan görme insanları küçümsediğini Bay Ogawa'dan öğrendi.
He takes every opportunity to belittle you.
- O sizi küçümsemek için her fırsatı kullanır.
Do not belittle his suggestions.
- Onun önerilerini küçümseme.
Tom and I despised each other.
- Tom ve ben birbirimizi küçümsedik.
He despised those who lived on welfare.
- Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.