küçümseyen

listen to the pronunciation of küçümseyen
Türkisch - Englisch
disdainful
cynical
condescending
deprecating
snooty
contemptuous, snooty
deprecatory
underestimating
sneering
scornful

Why are you giving me such a scornful look? - Neden bana böyle küçümseyen bir görünüm veriyorsun?

There was a scornful note in his voice. - Sesinde küçümseyen bir ifade vardı.

snide

I'm tired of your snide remarks. - Senin küçümseyen uyarılarından bıktım.

disparaging
patronizing
slighting
küçümseyen kimse
sneerer
küçümse
{f} scorned
küçümse
despise

He despised those who lived on welfare. - Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.

They don't despise you. - Onlar seni küçümsemiyorlar.

küçümse
{f} scorn

True artists scorn nothing; they force themselves to understand instead of judging. - Gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçümsemez; onlar kendilerini yargılamak yerine anlamak için zorlarlar.

Tom learnt from Mr Ogawa that many people have scorn for the nouveau riche. - Tom birçok insanın sonradan görme insanları küçümsediğini Bay Ogawa'dan öğrendi.

küçümse
pooh pooh
küçümse
{f} condescending
küçümse
belittle

Do not belittle his suggestions. - Onun önerilerini küçümseme.

He takes every opportunity to belittle you. - O sizi küçümsemek için her fırsatı kullanır.

küçümse
despised

He despised those who lived on welfare. - Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.

Tom also despised Mary. - Tom da Mary'yi küçümsedi.

toplumsal değerleri küçümseyen
cynical
toplumsal değerleri küçümseyen kimse
cynic
küçümseyen
Favoriten