Tom is a notorious procrastinator.
- Tom kötü şöhretli bir ertelemeci.
Tom is well-known and notorious.
- Tom iyi tanınmış ve kötü şöhretlidir.
While in jail, Tom befriended John, an infamous car thief.
- Tom, hapiste iken, kötü şöhretli bir araba hırsızı olan John'la arkadaş oldu.
The most infamous expression for the year 2011 is Kebab murders.
- 2011 yılının en kötü şöhretli ifadesi Kebap cinayetleridir.
Tom called Mary every bad name he could think of.
- Tom, Mary'yi düşünebildiği her kötü şöhretle seslendi.