Definition von körler im Türkisch Englisch wörterbuch
- the blind
I can't remember if Tom works with the deaf or the blind.
- Tom sağırlarla mı, yoksa körlerle mi çalışıyor hatırlamıyorum.
The blind don't believe in love at first sight.
- Körler ilk görüşte aşka inanmazlar.
- collective group of all blind people
- kör
- blind
Tom's great-grandfather was born blind.
- Tom'un büyük büyükbabası kör doğdu.
Never take a blind man's arm. Let him take yours.
- Asla kör bir adamın kolunu tutmayınız. O sizinkini tutsun.
- körler alfabesi
- braille
- körler için kabartma yazı
- braille
- körler evi
- home for the blind
- körler için köpek
- seeingeye dog
- körler için yazı sistemi
- point system
- körler mahallesinde ayna satmak
- to sell refrigerators to Eskimos, carry coals to Newcastle
- körler memleketinde şaşılar padişah/baş olur
- (Atasözü) An inferior thing seems first-rate to those who have never known anything better
- kör
- dull
Television can dull our creative power.
- Televizyon yaratıcı gücümüzü köreltebilir.
The knife was so dull that I couldn't cut the meat with it and I had to use my pocketknife.
- Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım.
- kör
- dead
- kör
- blank
- kör
- sightless
- kör
- eyeless
- kör
- blind person
- Kör
- unblind
- kör
- (bıçak) blunt
- Kör
- (Tıp) amaurotic
- imaret/mescit yapılmadan dilenciler/körler dizildi/kapıyı aldı
- (Konuşma Dili) Even though the thing is only in the planning stage, some people are already planning how they'll benefit from it
- kör
- stone-blind
- kör
- mole eyed
- kör
- blind as a bat
You must be blind as a bat if you couldn't see it.
- Eğer onu göremediysen bir yarasa gibi kör olmalısın.
Without his glasses, he is as blind as a bat.
- O, gözlükleri olmadan bir yarasa kadar kördür.
- kör
- blind; (bıçak, vb.) blunt, dull; (kuyu) dry
- kör
- blunt
The pencil is blunt. It needs sharpening.
- Kalem körelmiş. Keskinleştirmeye ihtiyacı var.
Dan dislikes Matt because he's blunt and insensitive.
- Dan Matt'i kör ve duyarsız olduğu için sevmiyor.
- kör
- unsighted
- kör
- blind, dead-end
- kör
- (in expressions) bad, evil; unlucky
- kör
- (kuyu) disused
- kör
- obtuse
- kör
- dim (light)
- kör
- unseeing
- kör
- dull, not sharp
- kör
- not sharp
- kör
- blind, unaware of what's happening
- kör
- stone blind
- kör
- (Anatomi) coecus