körfezli

listen to the pronunciation of körfezli
Türkisch - Englisch
sinuous
sinuate
körfez
gulf

The 1990s began with the Gulf incident. - 1990'lar körfez olayı ile başladı.

The 1990s began with the Gulf War. - 1990 lar Körfez Savaşı ile başladı.

körfez
bay

He kept the invaders at bay with a machine gun. - O, bir makineli tüfek ile işgalcileri körfezde tuttu.

The bay is full of boats and people. - Körfez, tekneler ve insanlarla dolu.

körfez
lough
körfez
loch
körfez
gulf, bay
körfez
bight

Heligoland is located in the German Bight. - Helgoland Alman körfezinde bulunmaktadır.

körfez
arm
körfez
firth
körfez
indentation
körfez
cove
körfez
gulf; bay; inlet
körfez
secluded, out-of-the-way
körfez
inlet
körfez
arm of the sea
körfez
loch,lough
Türkisch - Türkisch

Definition von körfezli im Türkisch Türkisch wörterbuch

körfez
Kuytu, işlek olmayan
körfez
Denizin karaya doğru sokulmuş büyük ve derin girinti
körfez
Karanın içine sokulmuş deniz parçası
körfez
Karanın içine sokulmuş deniz parçası: "Körfezin karşı kıyısında bir kömürcü kayığı demirlemişti."- Y. Z. Ortaç
körfezli
Favoriten