Türkisch - Englisch
Definition von köprüsü im Türkisch Englisch wörterbuch
- railway bridge
- köprü
- bridge
How long that bridge is!
-Köprü ne kadar uzunmuş!
A long time ago, there was a bridge here.
-Uzun zaman önce, burada bir köprü vardı.
- besleme köprüsü
- (Bilgisayar,İnşaat) feeding bridge
- kelvin köprüsü
- (Elektrik, Elektronik) kelvin balance
- kilit köprüsü
- keeper
- konferans köprüsü
- conference bridge
- köprü
- (Bilgisayar) hyperlink to
- köprü
- (Pisikoloji, Ruhbilim) pons
- köprü
- (Bilgisayar) hyperlink
Would you please make a hyperlink to our corporate site from your page?
-Sizin sayfanızdan bizim kurumsal sitemize bir köprü yapar mısınız?
- köprü
- (İnşaat) neck
- köprü
- truss bridge
- köprü
- crossover
- köprü
- diplexer
- köprü
- viaduct
- boğaz köprüsü
- The Bosphorus Bridge, also called the First Bosphorus Bridge (Turkish: Boğaziçi Köprüsü or 1. Boğaziçi Köprüsü) is a bridge in Istanbul, Turkey spanning the Bosphorus strait (Turkish: Boğaziçi). The bridge is located between Ortaköy (European side) and Beylerbeyi (Asian side). It is a gravity anchored suspension bridge with steel pylons and inclined hangers. The aerodynamic deck is hanging on zigzag steel cables. It is 1,510 m long with a deck width of 39 m. The distance between the towers (main span) is 1,074 m (World rank: 13th) and their height over road level is 105 m. The clearance of the bridge from sea level is 64 m. It was the 4th longest suspension bridge in the world when completed in 1973, and the longest outside the United States of America
- köprü
- (Tekstil) Beltloop (on the waistband of a textile sample)
- köprü
- backbend
- köprü
- bridgework
- sırat köprüsü
- sırat bridge
- alternatif akım köprüsü
- alternating current bridge
- asma kilit köprüsü
- hasp
- boşaltma köprüsü
- discharge bridge
- brooklyn köprüsü
- brooklyn bridge
- demiryolu köprüsü
- railroad bridge
- demiryolu köprüsü
- railway bridge
- direnç köprüsü
- resistance bridge
- diyot köprüsü
- diode bridge
- eleman köprüsü
- cell connector
- endüktans köprüsü
- inductance bridge
- ethernet köprüsü
- (Bilgisayar) ethernet bridge
- frekans köprüsü
- frequency bridge
- geçit köprüsü
- runway
- golden gate köprüsü
- golden gate bridge
- güreşçi/el-taban köprüsü
- wrestling bridge position
- güverte köprüsü
- flying bridge
- hava köprüsü
- air crossing, airlift
- hava köprüsü
- air bridge
- hava köprüsü
- airlift
- iletkenlik köprüsü
- (Fizik,Teknik) conductivity bridge
- imdat köprüsü
- emergency bridge
- irtibat köprüsü
- access bridge
- kapasite köprüsü
- capacitance bridge
- kaptan köşkü/köprüsü
- naut . bridge
- karayolu köprüsü
- viaduct
- karşılaştırma köprüsü
- comparison bridge
- kemer köprüsü
- (Tekstil) belt loop
- kilit köprüsü
- strike plate
- kilit köprüsü ile kilitlemek
- hasp
- kontak köprüsü
- (Elektrik, Elektronik,Teknik) contact bridge
- kumanda köprüsü
- conning bridge
- köprü
- exercise movement
- köprü
- (dişçilik) bridgework
- köprü
- slang bending a playing card so that when the cards are cut this card will come out on top
- köprü
- hasp (of a lock)
- köprü
- axle housing
- köprü
- raised passage or road; backbend
- köprü
- dent., wrestling, (Denizcilik) bridge
- köprü
- flyover
- makas köprüsü
- (tren) gantry
- makas köprüsü (roket)
- (Askeri) gantry
- makas köprüsü (roket)
- (Askeri) gauntry
- muhabere köprüsü arayüz planlama köprüsü
- (Askeri) communications link interface planning system
- muhabere/bilgisayar köprüsü
- (Askeri) communications/computer link
- ortak veri köprüsü idare sistemi
- (Askeri) common data link management system
- rezonans köprüsü
- resonance bridge
- sayısal veri köprüsü
- (Askeri) digital data link
- sefer köprüsü
- (Askeri) navigation bridge
- servis köprüsü
- (Tiyatro) service bridge
- sidney limanı köprüsü
- (Argo) coathanger
- tehlike köprüsü
- emergency bridge
- tehlike köprüsü
- emergency-bridge
- termistör köprüsü
- thermistor bridge
- tetik köprüsü
- trigger guard
- veri köprüsü koordinasyon şebekesi
- (Askeri) data link coordination net
- wien köprüsü
- (Elektrik, Elektronik,Teknik) wien bridge
- yaya köprüsü
- footbridge
In my village, there is a small, narrow footbridge over a brook.
-Benim köyümde, bir dere üzerinde küçük, dar bir yaya köprüsü vardır.
- yaya köprüsü
- foot bridge
- yol köprüsü
- road bridge
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von köprüsü im Türkisch Türkisch wörterbuch
- boğaz köprüsü
- Boğaziçi Köprüsü, İstanbul Boğazı üzerinde Ortaköy ile Beylerbeyi semtleri arasında yer alan asma köprü
- Köprü
- devren
- SIRAT KÖPRÜSÜ
- (Osmanlı Dönemi) Cennet'e gidebilmek için herkesin üzerinden geçmeğe mecbur olduğu ve Cehennem üzerine kurulmuş olan köprü.İ'lem Eyyühel Aziz! İnkılâblar neticesinde, her iki taraf arasında geniş geniş dereler husule geliyor. O dereler üstünde her iki âlemle münasebettar köprüler lâzımdır ki, her iki âlem arasında gidiş geliş olsun. Lâkin o köprülerin inkılâbat cinslerine göre şekilleri, mâhiyyetleri mütebayin; isimleri mütenevvi olur. Meselâ uyku âlemi, yakaza ile âlem-i misal arasında bir köprüdür. Berzah, dünya ile âhi
- güreşçi köprüsü
- Vücudun, sırt yere dönük, avuçlar ve tabanlarda yay biçiminde dayalı bulunduğu durum
- hava köprüsü
- Zorunlu durumlarda iki şehir veya ülke arasında hava yoluyla sağlanan sürekli ulaşım
- kaptan köprüsü
- Kaptan köşkü
- köprü
- Geminin önünü iyice görecek bir yükseklikte, sancaktan iskeleye kadar kurulan kumanda yeri
- köprü
- Vücudun, sırt yere dönük olarak el, baş veya diz yere dayanarak yay biçimi aldığı durum
- köprü
- Diş hekimliğinde dişteki eksik yapıların yerini tutan bir protez
- köprü
- Güreşte omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum
- köprü
- Geminin önünü iyice görecek bir yükseklikte, sancaktan iskeleye kadar kurulan kumanda yeri. İki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey
- köprü
- Olmayan dişlerin yerini tutmak veya takma dişleri ağızdaki dişlere sağlam tutturmak amacıyla yapılan diş protezi
- köprü
- Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı: "Bu camiler, bu çeşmeler, bu köprüler rastgele yapılmadı."- O. S. Orhon
- köprü
- İki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey
- sırat köprüsü
- Mahşer günü, üstünden geçileceğine inanılan köprü
- yaya köprüsü
- Caddelerde yayaların geçmesi için yapılmış köprü