There is some coal in the stream.
- Derede biraz kömür var.
Last year's output of coal fell short of the standard.
- Geçen yılın kömür çıktısı standardın gerisinde kaldı.
Coal, charcoal, coal coke and petroleum coke are used as fuels.
- Kömür, mangal kömürü, kok kömürü ve petrol koku yakıt olarak kullanılmaktadır.
Tom does not know the difference between charcoal and carbon.
- Tom kömür ve karbon arasındaki farkı bilmiyor.
Tom does not know the difference between charcoal and carbon.
- Tom kömür ve karbon arasındaki farkı bilmiyor.
Tom works for a company that sells charcoal.
- Tom mangal kömürü satan bir şirket için çalışıyor.
Tom and Mary worked in a coal mine as children.
- Tom ve Mary çocukken bir kömür madeninde çalıştı.
The patient's lung tissue was damaged from years of working in a coal mine.
- Bir kömür madeninde yıllarca çalışmaktan hastanın akciğer dokusu hasar gördü.