Such languages as Russian, Polish, Czech and Bulgarian have common Slavic roots.
- Rusya, Polonya, Çek ve Bulgaristan'ın ortak Slav kökleri var.
What's the square root of 100?
- 100'ün kare kökü kaç?
It was a radical change.
- O bir köklü değişiklikti.
His idea will radically alter our way of life.
- Onun fikri yaşam tarzımızı kökünden değiştirecektir.
I have French nationality but Vietnamese origins.
- Milliyetim Fransız ama Vietnam kökenliyim.
When you watch television or listen to the radio, the music which you hear is often African in origin.
- Televizyon izlediğinde ya da radyo dinlediğinde, dinlediğiniz müzik genellikle Afrika kökenlidir.
Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.
- İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.
The orchardist grafted an apple bud onto the rootstock.
- Meyve bahçesi uzmanı bir elma tomurcuğunu kök gövde üzerine aşıladı.
He stumbled on the stump.
- O, kök kalıntısı üzerinde tökezledi.
The roots of this tree go down deep.
- Bu ağacın kökleri derinlere uzanıyor.
Pull the plant up by the roots.
- Bitkiyi kökleriyle çekin.
The cube root of twenty-seven is three.
- Yirmi yedinin küp kökü üçtür.