Tom'unki tıpkı Mary'ninki kadar yeni.
- Tom's is just as new as Mary's.
Tıpkı Amerikalıların Beyzbolu sevdiği gibi, İngilizler kriketi severler.
- Just as the Americans like baseball, the British like cricket.
Sporcuların yedikleri yiyecek tam olarak ne tür egzersizleri yaptıkları kadar önemlidir.
- The food athletes eat is just as important as what kind of exercises they do.
O, tam ben evden ayrılırken geldi.
- He arrived just as I was leaving home.