Her zaman olduğu gibi, geç geldi. - He came late, as is often the case with him.
Her zaman olduğu gibi, geç geldi.
He came late, as is often the case with him.
Sık sık olduğu gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kaldı. - As is often the case, Mike was late for the meeting this afternoon.
Sık sık olduğu gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kaldı.
As is often the case, Mike was late for the meeting this afternoon.