Ben sizin için çemberlerden atlamak isterdim.
- I'd jump through hoops for you.
O, gemiye atlamak için hazırdı.
- She was ready to jump ship.
Tom'un sonuçlara atlamayla ilgili kötü bir alışkanlığı vardır.
- Tom has the bad habit of jumping to conclusions.
Tom çocuklarına yatağın üstüne atlamaktan vazgeçmelerini söyledi.
- Tom told his children to quit jumping on the bed.
Yatakta zıplamayı kes.
- Stop jumping on the bed.
Yapabildiğin kadar yükseğe zıplamayı dene.
- Try to jump as high as possible.
Gürültü benim geriye fırlamama neden oldu.
- The noise caused me to jump back.
O bir sıçrama ile suya atladı.
- He jumped into the water with a splash.
Tom bir sıçrama ile suya atladı.
- Tom jumped into the water with a splash.
Köpek sıçradı ve topu yakaladı.
- The dog jumped up and caught the ball.
Siz ne kadar yükseğe sıçrayabilirsiniz?
- How high can you jump?
O ülkedeki en popüler sporlar futbol, motorsiklet yarışı ve kayakla atlamadır.
- The most popular sports in that country are soccer, speedway and ski jumping.
Ben sizin için çemberlerden atlamak isterdim.
- I'd jump through hoops for you.
With martial stalk hath he gone by our watch.
The boy jumped over a fence.
It is quite a jump from teenage angst to bee-keeping.
The hoodlum jumped a woman in the alley.
The rider jumped the horse over the fence.
Their research department gave them the jump on the competition.
... you get to the moon? Can you jump to the moon? Well, Newton could have calculated ...
... JAKE PORWAY: And if I can jump in on that note, I'm curious ...