Onların işi maaşları hesaplamak.
- Their job is to calculate salaries.
Tom'un köpeği şeker çubuğunu yedikten sonra, Tom çikolata zehirlenmesinin seviyesini hesaplamak için akıllı telefonunu kullandı.
- After Tom's dog ate a candy bar, Tom used his smartphone to calculate the level of chocolate poisoning.
Gelecek hafta ne kadar para harcayacağımı hesaplamalıyım.
- I must calculate how much money I'll spend next week.
Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.
- To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.