Tom sevinçle haykırdı.
- Tom cried out with delight.
Benim için büyük sevinç, o birincilik ödülünü kazandı.
- To my great delight, he won the first prize.
Ben az önce keyifli bir haber aldım.
- I've just received some delightful news.
Çok keyifli bir gün geçirdik.
- We've had a most delightful day.
O, arkadaşları ile konuşmaktan zevk aldı.
- He took delight in talking with friends.
Benim için büyük zevk, Mary bana Boston'dan bir hediye olarak bir müzik kutusu getirdi.
- Much to my delight, Mary brought me a music box from Boston as a gift.