jildi

listen to the pronunciation of jildi
Englisch - Türkisch

Definition von jildi im Englisch Türkisch wörterbuch

quickly
çabucak

Çocuk çabucak öğreniyor. - The child is learning quickly.

Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir. - Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.

quickly
hızla

Tartışma hızla kontrolden çıktı. - The argument quickly got out of control.

O hızla merdivenlerden yukarı gitti. - She quickly went up the stairs.

quickly
süratle
quickly
şipşak
quickly
çabuk

Lütfen mümkün olduğunca çabuk eve gel. - Please come home as quickly as possible.

Birinci Dünya Savaşı, çabuk ve kolay sona ermedi. - World War One did not end quickly or easily.

quickly
tez
quickly
acele

Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu. - At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.

Biz hepimiz öleceğiz, bazılarımız çabucak, diğerleri acele etmeyecek. - We will all die, some quickly, others will take their time.

quickly
yel gibi
quickly
şıp diye
quickly
hızlı şekilde

Tom elinden geldiği kadar hızlı şekilde merdivene tırmandı. - Tom climbed up the ladder as quickly as he could.

Ses çok hızlı şekilde hareket eder. - Sound travels very quickly.

Englisch - Englisch
quickly