O, Japonya'ya çocuk olarak geldi.
- Przybył do Japonii jako dziecko.
Nasıl şekerleme yapılacağını bilir.
- Wiek jak robić cukierki.
Toplantı nasıl geçti?
- Jak poszło spotkanie?
Ne kadar hızlı yüzüyor
- Jak ona szybko pływa!
Tom ne kadar ağır yaralandı?
- Jak ciężko ranny jest Tom?
Apple's new iPhone doesn't have a headphone jack.
- Apple'ın yeni iPhone'unun kulaklık jakı yok.
The next day, I bought a jackfruit.
- Ertesi gün, bir jak meyvesi satın aldım.