jahreszeit

listen to the pronunciation of jahreszeit
Deutsch - Türkisch
en {'ya: rıstsayt} e mevsim
en. e. 'ya: rıstsayt mevsim
Englisch - Türkisch

Definition von jahreszeit im Englisch Türkisch wörterbuch

season
sezon

Şimdi çilek sezonudur. - Strawberries are in season now.

Tom yağışlı sezonu sevmez. - Tom doesn't like the rainy season.

season
{i} mevsim

Bir yılda dört mevsim vardır. - There are four seasons in a year.

Bu, yılın en iyi mevsimi. - It's the best season of the year.

season
{f} baharatını katmak
season
alıştırmak
season
vakit
season
eğitmek
season
uygun zaman
season
yumuşatmak
season
(with ile)yemeğe baharat koymak
season
devre
season
{f} lezzet ver
season
{f} terbiyelemek
season
(isim) sezon, mevsim, zaman, vakit
season
lezzet vermek için baharat katmak
season
{f} kurumak
season
{i} mevsim: summer season yaz mevsimi
season
{f} olgunlaşmak
season
{f} tatlandırmak
season
{i} mevsim, sezon, etkinlik dönemi