izinler

listen to the pronunciation of izinler
Türkisch - Englisch
(Bilgisayar) permission

The system says I do not have the necessary permissions to delete the folder. - Sistem, klasörü silmem için gerekli izinlere sahip olmadığımı söylüyor.

(Bilgisayar) permissions

The system says I do not have the necessary permissions to delete the folder. - Sistem, klasörü silmem için gerekli izinlere sahip olmadığımı söylüyor.

(Bilgisayar) permissions for
izin
allowance
izin
{i} permission

She wanted my permission to use the telephone. - Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.

izin
leave

Will you permit us to leave now? - Şimdi gitmemize izin verir misin?

She took two weeks' leave and visited China. - O iki hafta izin aldı ve Çin'i ziyaret etti

izin
permit

It was not permitted that the inhabitants trespass in the area. - Burada oturanların bu alandan geçmelerine izin verilmedi.

They were not permitted to cross into Canada. - Onların Kanada'ya geçmeleri için izin verilmedi.

izin
permission, leave, okay, OK, consent, the go-ahead; permit, licence, license; discharge
izin
concession
izin
sanction
izin
authorization
izin
day off

Can I take a day off? - Bir günlük izin alabilir miyim?

Half the office took a day off. - Ofisin yarısı izin aldı.

izin
{i} holiday

I am, by no means, allowed to become ill now, tomorrow is my holiday. - Şimdi hiçbir şekilde hasta olmama izin verilmiyor. Yarın benim tatilim.

Circumstances do not permit me such a holiday. - Koşullar bana böyle bir tatil izin vermez.

izin
okay
izin
dismissal
izin
ok
izin
the go-ahead
izin
authorisation
izin
license

Let me take a look at your driver's license. - Ehliyetine bakmama izin ver.

Why wouldn't you let me get a driver's license? - Neden ehliyet almama izin vermedin?

izin
clearance
izin
(Politika, Siyaset) admission
izin
licence
izin
consent

If I'd known that it would come to this, I would have never consented. - İşin buraya geleceğini bilseydim, izin vermezdim.

His mother will not consent to his going there alone. - Annesi onun oraya yalnız gitmesine izin vermeyecek.

izin
green light
izin
leave of absence
izin
go-ahead
izin
countenance
izin
of leave
izin
allowing

Tom has been allowing me to borrow his bicycle every Monday. - Tom her pazartesi onun bisikletini ödünç almama izin veriyor.

Why are we allowing this to happen? - Neden bunun olmasına izin veriyoruz?

izin
permit to
izin
allowed to

You will be allowed to use this room tomorrow. - Yarın bu odayı kullanmana izin verilecek.

After a heated discussion, a compromise was adopted. Smokers will be allowed to smoke in the smoking corner. - Hararetli bir tartışmadan sonra,uzlaşma sağlandı.Sigara içme köşesinde sigara içenlerin sigara içmesine izin verilecek.

izin
liberty
izin
vac

I'm going to take my vacation in September rather than July. - İzinimi temmuzda değil eylülde alacağım.

I'm on a paid vacation. - Ben ücretli izindeyim.

izin
vacation

Workers in France receive four weeks of paid vacation each year. - Fransa'da işçiler her yıl dört haftalık ücretli izin alırlar.

I'm on a paid vacation. - Ben ücretli izindeyim.

izin
pass

Tom stepped aside to allow Mary to pass. - Tom Mary'nin geçmesine izin vermek için kenara çekildi.

Don't let opportunities pass by. - Fırsatların geçip gitmesine izin vermeyin.

izin
imprimatur
izin
toleration
izin
leave (of absence); vacation
izin
(Hukuk) permit, admission, imprimatur
izin
excuse

Will you excuse me for a moment? - Bana biraz izin verir misiniz?

Will you excuse me for just a moment? - Biraz izin verir misiniz?

izin
(Askeriye) discharge
izin
furlough

Most government workers are on furlough. - Çoğu hükümet çalışanı izinde.

izin
discharge
izin
{i} permitting

I will come, weather permitting. - Hava izin verirse, gelirim.

izin
dismiss
Türkisch - Türkisch

Definition von izinler im Türkisch Türkisch wörterbuch

izin
Bir kimseye çalıştığı yerce verilen tatil
izin
Mezuniyet
izin
Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet
izin
Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet: "Viyana'dan döneli bir ay olmuştu ve izni üç hafta sonra bitiyordu."- H. E. Adıvar
izin
(Osmanlı Dönemi) müsaade
İZİN
(Osmanlı Dönemi) Bak: İzn
izinler
Favoriten