I was in better shape back then.
- O zamanlar gerçekten daha iyi şekildeydim.
We know we can do better.
- Daha iyi şekilde yapabileceğimizi düşünüyoruz.
Time is a precious thing, so we should make the best use of it.
- Zaman çok değerli bir şeydir, bu yüzden onu en iyi şekilde kullanmamız gerekir.
Tom did the job the best he could.
- Tom işi elinden gelen en iyi şekilde yaptı.