Sanırım onlardan birini alırsam senin için sorun değil.
- I assume that it's okay with you if I take one of them.
Barbekü yaparsak benim için sorun değil fakat gözlerime duman kaçtığında ondan hoşlanmıyorum.
- It's OK with me if we barbecue, but I don't like it when smoke gets in my eyes.
Bana söylemek istemiyorsan, sorun değil.
- If you don't want to tell me, that's OK.
Boston'dayken benim evimde kalmak istiyorsan, sorun değil.
- If you want to stay at my place when you're in Boston, that's OK.