I want to stay here longer.
- Burada daha uzun kalmak istiyorum.
I want to see you before you go.
- Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.
Would you like some coffee?
- Biraz kahve ister misin?
I'd like to go to London.
- Londra'ya gitmek isterim.
I don't require your understanding.
- Anlayışını istemiyorum.
Reservations are required.
- Rezervasyon isteniyor.
A map is available upon request.
- İstek üzerine bir harita mevcuttur.
The request became a hot political issue in the presidential campaign.
- İstek başkanlık kampanyasında sıcak bir siyasi sorun haline geldi.
I don't want another girlfriend. I want you.
- Başka kız arkadaş istemiyorum. Seni istiyorum.
I don't want someone else. I want you.
- Başka birini istemiyorum. Seni istiyorum.
Reservations are required.
- Rezervasyon isteniyor.
I would like to but I have a required course tonight.
- İsterim ama bu gece gerekli bir kursum var.
She requested help, but no one came.
- Yardım istedi, ama kimse gelmedi.
Tom requested my assistance.
- Tom yardımımı istedi.
I have some cravings.
- Benim bazı isteklerim var.
I don't want to identify myself with that group.
- Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.
I want to go to London.
- Londra'ya gitmek isterim.
Tom decided to call for help.
- Tom yardım istemeye karar verdi.
Why didn't Tom call for help?
- Tom neden yardım istemedi?
I assume you are willing to take the risk.
- Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.
An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
- Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
There remains nothing to be desired.
- İstenilen bir şey yok.
Dan desired to kill Linda.
- Dan Linda'yı öldürmek istedi.