Tom gave Mary the stability that she had never had.
- Tom, Mary'ye şimdiye kadar sahip olmadığı istikrarı verdi.
Sami was looking for some stability.
- Sami biraz istikrar arıyordu.
Tom is going steady with Mary.
- Tom Mary ile istikrarlı gidecek.
Jack and Betty have been going steady for a month.
- Jack ve Betty bir aydır istikrarlı olarak gitmektedirler.
Bu mücadele kararlılıkla devam edecek.
- Bu mücadele istikrarla sürecek.
Kararlılık, bildiğiniz gibi, başarının anahtarıdır.
- İstikrar, malumunuz üzere, muvaffakiyetin anahtarıdır.