Tom gave Mary the stability that she had never had.
- Tom, Mary'ye şimdiye kadar sahip olmadığı istikrarı verdi.
Stability has been elusive.
- İstikrar zor bulunur.
There was steady economic improvement.
- İstikrarlı ekonomik gelişme vardı.
Tom is going steady with Mary.
- Tom Mary ile istikrarlı gidecek.
Kararlılık başarının anahtarıdır.
- İstikrar başarının anahtarıdır.
Bu mücadele kararlılıkla devam edecek.
- Bu mücadele istikrarla sürecek.