istif

listen to the pronunciation of istif
Türkisch - Englisch
stowage
stowe
(Pisikoloji, Ruhbilim) chunk
pile
hoard
stack

Tom stacked the firewood behind the house. - Tom yakacak odunu evin arkasına istif etti.

Tom is carefully stacking the boxes. - Tom kutuları dikkatle istifliyor.

piling
(Konuşma Dili) composure, serenity
stacking

Tom is carefully stacking the boxes. - Tom kutuları dikkatle istifliyor.

Tom spent all morning stacking firewood. - Tom bütün sabahı yakacak odun istifleyerek geçirdi.

stack, stacking, stowage; storing, hoarding
stowing
orderly stack, neatly arranged pile
slang sleep
istif etmek
stack
istif aracı
(Askeri) chisel truck
istif bağlama malzemesi
(Askeri) binder
istif dolgu malzemesi
(Askeri) binder
istif etmek
salt down
istif etmek
salt away
istif etmek
pile up
istif etmek
collect
istif faktörü
(Teknik,Ticaret) stowage factor
istif harcı
broken stowage
istif makinesi
forklift
istif planı
(Ticaret) stowage plan
istif ayak
(Askeri) crib pier
istif bölmesi
storage compartment
istif el arabası
(Askeri) hand lift truck
istif etmek
stow
istif etmek
hoard
istif etmek
to stack (things) neatly
istif etmek
put up
istif etmek
pile
istif etmek
to stow, to hoard, to stack, to pile
istif gereci
dunnage
istif rafı
pallet
istif tahtası
dunnage
istif tertibatı
piling device
istif yapan kimse
stacker
istif yeri
stowage
istif yüksekliği
stacking height
istif ücreti
stowage
sıra istif
(Askeri) row stack
konteynır istif aracı
(Otomotiv) container handler
sardalye gibi istif olmak
to be packed together like sardines
Türkisch - Türkisch
Kereste, tahta gibi ağaç ürünlerini kurutmak veya bekletmek amacı ile belirli düzenlerde üst üste dizerek yapılan yığın
Üst üste eşya konularak yapılan düzgün yığın
Stok
(Osmanlı Dönemi) düzenli bir şekilde yığmak, dizerek depolamak
Lahana ve fasulye ile yapılan bir yemek, yığma
İSTİF
(Osmanlı Dönemi) İtl. Muntazam yığın. Sıralanmış eşya. Yığma. Nizam. Sıra. Dizi
istif etmek
Stok etmek
istif etmek
Yıkılmayacak bir biçimde, düzgünce yerleştirmek
istif
Favoriten