ister

listen to the pronunciation of ister
Türkisch - Englisch
necessity
need, demand, requirement
(repeated) either ... or
requirement, necessity; whether ... or
either

Would either of you like anything? - İkinizden biri bir şey ister misiniz?

Would either of you like to join us? - Sizden biri bize katılmak ister mi?

(repeated) whether ... or not
whether... or
wants

I have given to my son whatever he wants. - Oğluma herne isterse verdim.

Tom can go hear Mary sing at that club whenever he wants to. - Tom ne zaman isterse o kulübe Mary'nin şarkı söylemesini dinlemeye gidebilir.

(Nükleer Bilimler) requirement
ister istemez
needs
ister istemez
as soon as
ister istemez
of necessity
ister misin
what if
ister misin
say

Would you like to say something, Tom? - Bir şey söylemek ister misin, Tom?

Do you want to say anything? - Bir şey söylemek ister misin?

ister ister
Want Want
ister inan ister inanma
believe it or not
ister istemez
nolens volens
ister istemez
willy-nilly
ister istemez
willynilly
ister istemez
willingly or unwillingly
ister istemez
perforce
ister istemez
necessarily

I don't necessarily trust translations. - İster istemez çevirilere güvenmiyorum.

It won't necessarily be easy. - İster istemez kolay olmayacak.

ister misin
say ..., suppose ..., what if
ister istemez
nolensvolens
Yüz bulunca astar ister
If you give him an inch, he will take a mile
alışverişe gitmek ister misiniz
Would you like to go shopping
ayakında donu yok, fesleğen ister/takar başına
(Konuşma Dili) She likes to show off regardless of her poverty
bahis yatırmak ister misiniz
Do you want to place a bet
başka bir çift denemek ister misiniz
Do you want to try on another pair
beklemek ister misiniz
Would you like to wait
benimle alışverişe gitmek ister misiniz
Won't you go shopping with me
benimle gelmek ister misiniz
Do you want to come with me
benimle konsere gelmek ister misiniz
Would you like to go to the concert hall with me
benimle operaya gelmek ister misiniz
Would you like to go to the opera with me
benimle oynamak ister misiniz
Do you want to play with me
benimle sinemaya gelmek ister misiniz
Would you like to go to the movies with me
benimle tiyatroya gelmek ister misiniz
Would you like to go to the theater with me
bir içki ister misiniz
How about a drink
birşeyler yemek ister misiniz
Would you care for something to eat
dans etmek ister misiniz
Would you like to go dancing
dans etmeye gitmek ister misiniz
Would you like to go dancing
denemek ister misiniz
Would you like to try it on
göt ister. It takes guts
(to do something)
manikür yaptırmak ister misiniz
Would you like to have a manicure
masaj yaptırmak ister misiniz
Would you like to have a massage
mesaj bırakmak ister misiniz
Would you like to leave a message
saç spreyi sıkmamı ister misiniz
Would you like any hair spray
sizi bekleme listesine kayıt etmemi ister misiniz
Would you like me to put you on our waiting list
tatlı ister misiniz
How about some dessert
tatmak ister misiniz
Would you like to taste it
yemeğe çıkmak ister misiniz
Would you like to go out for a meal
yürüyüş yapmak ister misiniz
Would you like to go for a walk
yüz bulunca/verince astar ister
(Konuşma Dili) If you give him an inch he'll take a mile
ıçecek bir şeyler ister misiniz
Would you like something to drink
ıçki içmeye gitmek ister misiniz
Would you like to go for a drink
şarap menümüzü görmek ister misiniz
May I offer you our wine list
Türkisch - Türkisch
Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu şey, gerek, icap, lüzum
Cümledeki görevleri aynı olan kelimelerin ayrı ayrı her birinin başına getirilerek herhangi birinin onanmasında sakınca olmadığını anlatır
ister istemez
Yarı gönüllü olarak, biraz mecbur olarak
ister istemez
Zorunlu olarak, elinde olmadan
İster istemez
çaresiz
İster istemez
çarnaçar
ister
Favoriten