I don't ever try to be sloppy. But I have to admit, I'm notorious for making unintentional typos.
- Özensiz görünmeye çalışmıyorum asla, ama itiraf etmeliyim ki, istemeden yaptığım yazım hatalarıyla adım çıkmıştır.
Sami shot Layla unintentionally.
- Sami istemeden Leyla'yı vurdu.
She reluctantly went by herself.
- O istemeden tek başına gitti.
You may choose what you like.
- İstediğinizi seçebilirsiniz.
Would you like coffee or tea?
- Çay veya kahve ister misin?
Reservations are required.
- Rezervasyon isteniyor.
I don't require your understanding.
- Anlayışını istemiyorum.
My boss refused my request for a raise.
- Patronum zam isteğimi reddetti.
Did you request a new desk?
- Yeni bir masa istediniz mi?
Reservations are required.
- Rezervasyon isteniyor.
I would like to but I have a required course tonight.
- İsterim ama bu gece gerekli bir kursum var.
Tom requested my assistance.
- Tom yardımımı istedi.
He requested my assistance.
- O benim yardımımı istedi.
I have some cravings.
- Benim bazı isteklerim var.
I don't want to identify myself with that group.
- Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Why didn't Tom call for help?
- Tom neden yardım istemedi?
They would call for help.
- Onlar yardım istediler.
An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
- Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
I assume you are willing to take the risk.
- Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.
Your English composition leaves almost nothing to be desired.
- Senin ingilizce kompozisyonun neredeyse istenecek bir şey bırakmıyor.
Dan desired to kill Linda.
- Dan Linda'yı öldürmek istedi.