isteksiz olarak

listen to the pronunciation of isteksiz olarak
Türkisch - Englisch
reluctantly

He reluctantly went to see her. - Onu görmeye isteksiz olarak gitti.

Tom reluctantly published Mary's tragic novel. - Tom, Mary'nin trajik romanını isteksiz olarak yayınladı.

{a} in a reluctant or cross manner
In a reluctant or hesitant manner
hesitantly, unwillingly, aversely
In a reluctant manner
with reluctance
isteksiz olarak
Favoriten