israr et

listen to the pronunciation of israr et
Türkisch - Englisch
take into ones mind
take into one's mind
insist

Tim's wife insisted on his taking her to Paris. - Tim'in eşi ona onu Paris'e götürmesi için israr etti.

My father insisted I should go to see the place. - Babam yeri görmem gerektiği konusunda israr etti.

ısrar et
take into ones mind
ısrar et
persist

To err is human, but to persist in error is diabolical. - Hata yapmak insana mahsustur ama hatada ısrar etmek şeytanidir.

He persisted in accomplishing his original plan. - O, orjinal planını başarıyla tamamlamakta ısrar etti.

ısrar et
take into one's mind
ısrar et
insist

The lawyer insisted on the client's innocence. - Avukat müvekkilinin masumiyeti konusunda ısrar etti

The lawyer insisted on his innocence. - Avukat onun suçsuzluğu konusunda ısrar etti.

ısrar et
importune
israr et
Favoriten