I'm really bad with names, but I never forget a face.
- Ben isimlerde gerçekten kötüyüm, ama bir yüzü asla unutmam.
He called her bad names.
- Onu kötü isimlerle isimlendirdi.
Of the remaining words on the list, five are nouns.
- Listede kalan kelimelerin beşi isim.
In Esperanto, nouns end in o. The plural is formed by adding a j.
- Esperantoda, o ile biten isimler. Çoğul bir j ekleyerek oluşturulur.
It's customary for waiters and waitresses to introduce themselves using only their first names.
- Bay ve bayan garsonların ilk isimlerini kullanarak kendilerini tanıtması gelenekseldir.
The most common first name in the world is Mohammed.
- Dünyadaki en yaygın isim Muhammed'dir.
I don't want to name names.
- İsim vermek istemiyorum.
Tom didn't want to name names.
- Tom isim vermek istemedi.
To give names to celestial objects, astronomers use Latin.
- Astronomlar gök nesnelere isim vermek için Latince kullanır.
Tom didn't want to name names.
- Tom isim vermek istemedi.
Nouns, pronouns, verbs, adjectives, adverbs, articles, prepositions, conjunctions, and interjections are the parts of speech in English.
- İsimler, zamirler, fiiller, sıfatlar, zarflar, makaleler, edatlar, bağlaçlar, ve ünlemler İngilizcede konuşma parçalarıdır.
All German nouns are written with the first letter capitalized.
- Almanca'da bütün isimler büyük harfle yazılır.
I couldn't remember their names.
- Onların isimlerini hatırlayamadım.
I'm really bad with names, but I never forget a face.
- Ben isimlerde gerçekten kötüyüm, ama bir yüzü asla unutmam.
In English, we should use the pronouns a or an before singular nouns like house, dog, radio, computer, etc.
- İngilizcede a ya da an gibi zamirleri house, dog, radio, computer, v.b. tekil isimlerin önünde kullanırız.
İsim soylu sözcükler.