Leyla karşı konulmaz hale geldi.
- Layla became irresistible.
İnternet karşı konulmaz bir tsunamidir.
- The Internet is an irresistible tsunami.
Onu karşı konulamaz buluyorum.
- I find him irresistible.
Onları karşı konulamaz buluyorum.
- I find them irresistible.
Tom'u dayanılmaz buluyorum.
- I find Tom irresistible.
Tom Mary'yi dayanılmaz buldu.
- Tom found Mary irresistible.