Tom dahil olmaktan korkuyor.
- Tom is afraid to get involved.
Tom muhtemelen dahil olmak istemeyecek.
- Tom is unlikely to want to get involved.
where interpersonal relationships are involved - ...kişilerarası ilişkiler işin içine girdiğinde.
Animelerde olduğu gibi Japon bilim-kurgusu onların Budist ve Animistik ruhsallığını içerir.
- Japanese sci-fi, as in anime, involves their Buddhistic and Animistic spirituality.
Rüşvet içermeyen bir seçenek olduğuna eminim.
- I'm sure there's an option that doesn't involve a bribe.
Tom'un olanlara karışmış olabileceğini düşünüyorum.
- I think Tom might be involved in what happened.
Tom karışmış olabilir mi?
- Could Tom be involved?
Tom'u karıştırmak istemiyordum.
- I didn't want to involve Tom.
Üzgünüm, Tom, seni karıştırmak istemedim.
- Sorry, Tom, I didn't want to get you involved.
Genellikle doğrudan ilişkili değildi.
- He usually was not involved directly.
Neyin ilişkili olduğunu biliyorum.
- I know what's involved.
O cinayet davasına karışmış gibi görünüyor.
- She seems to be involved in that murder case.
O bir skandala karışmıştı.
- He was involved in a scandal.
İlgili olmak istiyorum.
- I want to be involved.
Tom ilgili herkese teşekkür etti.
- Tom thanked everyone involved.
Bu karışıklığa karışmamı asla istememiştim.
- I never wanted you to get involved in this mess.
Tom hiç karışmaması gereken insanlara karıştı.
- Tom got involved with people he should never have gotten involved with.
Tom herhangi bir şekilde adının karışmasını reddetti.
- Tom denied any involvement.
Tom cinayetle herhangi bir ilgisi olduğunu yalanladı.
- Tom denied any involvement in the killing.
O, soyguna katılımını itiraf etti.
- She admitted her involvement in the robbery.
The explanation involved potatoes, squirrels, and race cars.
When the family wrapped up my father's will, no one tried to make me feel involved.
... it does not involve any new bureaucratic program to join across the country ...
... involve better understanding ideas, putting forth ideas, urging one’s own ideas while ...