Tom ve Mary bütün arkadaşlarına düğün davetiyelerini postaladı.
- Tom and Mary mailed wedding invitations to all of their friends.
Dün davetiyeleri gönderdik.
- We've sent the invitations yesterday.
Davetiye, Hediyeler yok, lütfen diyordu.
- The invitation said, No gifts, please.
Sana davetiye gönderemem.
- I can't send you the invitation.
Ben, davet için minnettarım.
- I'm grateful for the invitation.
Başkan Lincoln daveti kabul etti.
- President Lincoln accepted the invitation.