intimidating, endangering

listen to the pronunciation of intimidating, endangering
Englisch - Türkisch

Definition von intimidating, endangering im Englisch Türkisch wörterbuch

threatening
tehdit

İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi. - The labor unions had been threatening the government with a general strike.

İftira niteliğinde, küçük düşürücü, müstehcen, uygunsuz, iffetsiz, pornografik, şiddet, suistimal, hakaret, tehdit ve taciz yorumlarına katlanılmaz. - Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated.

threatening
{s} tehditkâr

İstasyona varmadan önce, gökyüzü tehditkar olmuştu. - The sky had become threatening before I got to the station.

Bu sabah üç tane tehditkar telefon aldım. - I received three threatening phone calls this morning.

threatening
{s} endişe verici
threatening
kokorozlamak
threatening
tehdit edici

Tom zaten tehdit edici üç telefon mesajı aldı. - Tom has already gotten three threatening phone messages.

Tom Mary'ye tehdit edici bir görüntü verdi. - Tom gave Mary a threatening look.

threatening
{s} tehdit eden

Tom gece tehdit eden ruhlar tarafından çevrildiğini düşündü. - Tom thought he was surrounded at night by threatening spirits.

Englisch - Englisch
{s} threatening
intimidating, endangering
Favoriten