interdependence or reciprocal dependence

listen to the pronunciation of interdependence or reciprocal dependence
Englisch - Türkisch

Definition von interdependence or reciprocal dependence im Englisch Türkisch wörterbuch

relative
akraba

O, akrabalarıyla birlikte kalıyor. - He is staying with his relatives.

Tüm akrabalarım bu şehirde yaşıyor. - All my relatives live in this city.

relative
{i} hısım
relative
{s} göreceli

Bugün, Güneydoğu'da göreceli bir barış havası vardır. - Today, there is a climate of relative peace in the south-east.

Bu göreceli ve belirsiz. - This is relative and ambiguous.

relative
nispi

Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz. - You can use a psychrometer to measure relative humidity.

relative
ilgili/göreli
relative
{i} ilgi zamiri
relative
{i} yakın

Yakın bir komşu, uzak bir akrabadan daha iyidir. - A close neighbor is better than a distant relative.

Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir. - The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.

relative
mensup
relative
(sıfat) ilgili, göreceli, izafi, karşılaştırmalı, bağıl, bağıntılı
relative
başkasına nispetle vaki olan
relative
bağlı
relative
ilişkin
relative
relativenessnispet
relative
{s} karşılaştırmalı
relative
{i} ilgi cümleciği
relative
relativelynispeten
relative
{s} fiz., kim., mat. bağıl, nispi, izafi: relative humidity
relative
{s} bağıntılı
relative
(Askeri) GÖREVLİ (NİSPİ)
Englisch - Englisch
relative
interdependence or reciprocal dependence

    Silbentrennung

    in·ter·de·pend·ence or re·cip·ro·cal de·pend·ence

    Türkische aussprache

    întırdıpendıns ır rîsîprıkıl dîpendıns

    Aussprache

    /ˌəntərdəˈpendəns ər rəˈsəprəkəl dəˈpendəns/ /ˌɪntɜrdəˈpɛndəns ɜr rɪˈsɪprəkəl dɪˈpɛndəns/
Favoriten