Ulaşım için ona güvenebileceğinizi biliyorum.
- I know you can rely on him for transportation.
Kar, ülkenin yüksek yerlerinde ulaşımı engelledi.
- Snow prevented the transport in high places of the country.
Sami mobilyalarını Kahire'ye nakletti.
- Sami transported his furniture to Cairo.
Bu yer, toplu taşıma araçları için uygun değildir.
- This place isn't convenient for public transportation.
Bir tayfun kuvvetli rüzgarlarla ve toplu taşıma araçlarını durduran şiddetli yağmurlarla çarşamba günü Tokyo'yu vurdu.
- A typhoon hit Tokyo on Wednesday with strong winds and heavy rains stopping public transportation.
Bu cadde tehlikeli eşya nakilleri için kapalı.
- This street is closed for transports of dangerous goods.