O, camı kasten kırdı.
- He deliberately broke the glass.
Tom Mary'nin kendisinden kasten kaçındığını fark etti.
- Tom realized Mary was deliberately avoiding him.
Polise göre yangın kasıtlı olarak çıkarıldı.
- Police think the fire was deliberately lit.
Ben sokakta onu geçtiğimde o kasıtlı olarak beni görmezden geldi.
- He deliberately ignored me when I passed him in the street.