Kasten yüksek sesle konuşuyorum.
- I am deliberately speaking loudly.
O benim mesajlarımı açtı ve kasten onları görmezden geldi.
- She opened my messages and ignored them deliberately.
O, camı kasıtlı olarak kırdı.
- He deliberately broke the glass.
O, kasıtlı olarak bir çatışmayı provoke etmeye devam etti.
- He deliberately kept on provoking a confrontation.