intelligence; aptitude; mental capability.

listen to the pronunciation of intelligence; aptitude; mental capability.
Englisch - Türkisch

Definition von intelligence; aptitude; mental capability. im Englisch Türkisch wörterbuch

brains
{i} beyin

Tom, beyin fırtınası toplantısında şeytanın avukatı rolünü oynadı. - Tom played the role of devil's advocate at the brainstorming meeting.

Tom ve Mary biraz beyin fırtınası yaptı. - Tom and Mary did some brainstorming.

brains
{i} akıl, zekâ
brains
{i} zekâ

Keşke Tom'un zekasına sahip olsam. - I wish I had Tom's brains.

brains
{i} kafa

Tom soruna bir çözüm için kafa patlatıyor. - Tom has been racking his brains for a solution to the problem.

Neden Tom kafasına ateş ederek intihar etti? - Why did Tom blow his brains out?

Englisch - Englisch
brains
intelligence; aptitude; mental capability.
Favoriten