Bu ilginç bir tesadüf.
- It's a curious coincidence.
Bu ilginç bir iddiadır.
- This is a curious argument.
Fakat tuhaf bir durum vardı.
- But there was one curious circumstance.
Meg Japonya hakkında her şeyi bilmeye meraklı.
- Meg is curious to know everything about Japan.
O asla şehir hakkında tekrar meraklı olmazdı.
- Never again would she be curious about the city.