inholder

listen to the pronunciation of inholder
Englisch - Türkisch

Definition von inholder im Englisch Türkisch wörterbuch

inhabitant
{i} sakin

Dün, kardeşim sakinlere yardım etmek için Fukushima'ya gitti. Korkarım ki radyasyon artacak. - Yesterday my brother went to Fukushima to help the inhabitants. I'm afraid that the radiation will increase.

Abd sömürgesi olduğundan beri Porto Riko'nun devlet başkanı Abd devlet başkanıdır ama Porto Riko sakinlerinin Abd devlet başkanlığı seçimlerinde oy kullanmasına izin verilmez. - Since Puerto Rico is a US colony, Puerto Rico's head of state is the President of the USA, but inhabitants of Puerto Rico are not allowed to vote in US presidential elections.

inhabitant
ikamet eden
inhabitant
{i} yerli
inhabitant
{i} oturan kimse
inhabitant
{i} (bir yerde) oturan kimse, sakin
inhabitant
oturan

Libya'daki Yefren şehrinin 30.000 oturanı var. - The city of Yefren in Libya has 30,000 inhabitants.

Burada oturanların bu alandan geçmelerine izin verilmedi. - It was not permitted that the inhabitants trespass in the area.

inhabitant
ikamet eden kimse
inhabitant
oturan kimse (bir yerde)
inhabitant
yerleşik halk

Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır. - In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.

Englisch - Englisch
inholder
Favoriten