ingiltere

listen to the pronunciation of ingiltere
Türkisch - Englisch
England

She is coming from England. - O İngiltere'den geliyor.

Her book is famous not only in England but also in Japan. - Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.

united kingdom

Laurie is going to the United Kingdom for vacation. - Laurie tatil için İngiltere'ye gidiyor.

This book deals with life in the United Kingdom. - Bu kitap İngiltere'deki yaşamı ele alır.

Albion
uk
İngiltere
{i} England

The Normans conquered England in 1066. - Normanlar İngiltere'yi 1066'da ele geçirdi.

His book is famous not only in England but also in Japan. - Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.

İngiltere
Blighty
İngiltere
Albion
İngiltere
(Konuşma Dili) Great Britain
İngiltere
Great Britain

Great Britain consists of Wales, England, and Scotland. - Büyük Britanya; Galler, İngiltere ve İskoçya'dan oluşur.

I can't believe that Great Britain has voted to leave the European Union. - İngiltere'nin Avrupa Birliğini terk etmek için oy kullandığına inanamıyorum.

İngiltere
John Bull
ingiltere bankası
(Kanun,Ticaret) bank of england
ingiltere ingilizcesi
british english
ingiltere konsolosluğu
(Politika, Siyaset) british consulate
ingiltere kraliçesi
queen of england
ingiltere yasama meclisi
British legislators
ingiltere'de üretilen sentetik lif
synthetic fibers produced in Britain
ingiltere'nin bilinen en eski adı
Britain's oldest known name
ingiltere akademisi
(Eğitim) british academy
ingiltere baş konsolosluğu
(Politika, Siyaset) british consulate general
ingiltere quarto
(Bilgisayar) uk quarto
Dört Taraflı (ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya) Standartlaştırma Anlaşması
(Askeri) quadripartite standardization agreement
avam kamarası (ingiltere)
(Politika, Siyaset) house of commons
avam kamarası (ingiltere)
(Politika, Siyaset) british house of commons
toplu dua kitabı (ingiltere)
(Tarih) book of common prayer
uzun parlamento (ingiltere)
(Tarih) long parliament
yeni örnek ordu (ingiltere)
(Tarih) new model army
İngiltere
{s} English

She didn't speak English when she arrived in England. - O İngiltere'ye geldiğinde İngilizce bilmiyordu.

The Normans' conquest of England had a great effect on the English language. - Normanların İngiltere'yi istila etmesinin İngiliz dili üzerinde çok büyük etkisi olmuştur.

ingiltere
Favoriten