Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

inflammation, wound, abscess; source of pain or grief, sensitive issue

listen to the pronunciation of inflammation, wound, abscess; source of pain or grief, sensitive issue
Englisch - Türkisch

Definition von inflammation, wound, abscess; source of pain or grief, sensitive issue im Englisch Türkisch wörterbuch

sore
{s} acıyan
sore
{s} yaralı

Tom hâlâ biraz yaralı. - Tom is still a little sore.

sore
ıstıraplı
sore
küskün
sore
yara

Hemşireler yatak yaralarını önlemek için düzenli olarak hastayı çevirdi. - The nurses turned the patient regularly in order to prevent pressure sores.

Tom hâlâ biraz yaralı. - Tom is still a little sore.

sore
duyarlı
sore
{s} vahim
sore
{s} ağrıyan

Tom ağrıyan ayağını ovaladı. - Tom rubbed his sore feet.

Benim ağrıyan bir boğazım var. Senin öksürük kesicin var mı? - I have a sore throat. Do you have a cough drop?

sore
(Tıp) AĞrı

Tom'un boğazı ağrıyor. - Tom has a sore throat.

Tom ağrıyan ayağını ovaladı. - Tom rubbed his sore feet.

sore
(zarf) feci şekilde, fena halde, şiddetle
sore
{s} öfkeli

Hâlâ öfkeli değilsin, değil mi? - You're not still sore, are you?

sore
eski şiddetle
sore
(sıfat) yaralı, iltihaplı, ağrılı, ağrıyan, acıyan, vahim, kırgın, kızgın, öfkeli, hassas, alıngan
sore
çok hassas
sore
{s} iltihaplı
sore
feci şekilde
sore
{s} kızgın
Englisch - Englisch
{i} sore
inflammation, wound, abscess; source of pain or grief, sensitive issue

    Silbentrennung

    inflammation, wound, abscess; source of pain or grief, sen·si·tive is·sue

    Aussprache

Favoriten