Öyle ucuz bir otelde misafir edilmesi tuhaf.
- It is strange that he should be put up at such a cheap hotel.
Daha ucuz bir odanız var mı?
- Do you have a cheaper room?
Dört gece için sahip olduğunuz en ucuz odayı istiyorum.
- I'd like the most inexpensive room you have for four nights.
Ben bir hafta için en ucuz arabanızı kiralamak istiyorum.
- I'd like to rent your most inexpensive car for a week.
Onlar aynı ürünü çok daha ucuza yapabilir.
- They can make the same product much more cheaply.
Sanırım başka bir mağazada onu daha ucuza bulabilirim.
- I think I can find it cheaper at another store.
Pahalı, her zaman pahalı olmayandan daha iyi değildir.
- Expensive is not always better than inexpensive.
Biz pahalı olmayan bir otelde kaldık.
- We stayed at an inexpensive hotel.
Sen böyle bir cimrisin.
- You're such a cheapskate.
Böyle bir cimri olma.
- Don't be such a cheapskate.
O, adi davranış sergiledi.
- He behaved in a cheap manner.