Biz pahalı olmayan bir otelde kaldık.
- We stayed at an inexpensive hotel.
Pahalı, her zaman pahalı olmayandan daha iyi değildir.
- Expensive is not always better than inexpensive.
Tom ve Mary ucuz mobilya ile evlerini döşediler.
- Tom and Mary furnished their house with inexpensive furniture.
Tom onun mahallesinde yaşayan çocuklara vermek için bir sürü ucuz kameralar aldı.
- Tom bought a bunch of inexpensive cameras to give to children who lived in his neighborhood.
Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
- Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
Bu ikinci el arabanın fiyatı makul.
- The price of this used car is reasonable.
Şu an onların fikirlerini yermek kolay, fakat onlar o zaman epey haklı göründü.
- It's easy to lampoon their ideas now, but they seemed quite reasonable at the time.
Genellikle çok düşük fiyatlarla satılıyor.
- It generally sells at very low prices.
Buradaki fiyatlar oldukça makul.
- The prices here are quite reasonable.
O oldukça makul bir fiyat.
- That's a fairly reasonable price.
... If you have an inexpensive phone or even an inexpensive ...
... You're right, that's inexpensive. ...