Definition von indirimli im Türkisch Englisch wörterbuch
- (talep azlığından) off-peak
- deductible
What's the deductible on your insurance?
- Senin sigortanda indirimli nedir?
- reduced
We're not selling that book at a reduced price.
- O kitabı indirimli bir fiyata satmıyoruz.
I bought it at a reduced price.
- Bunu indirimli bir fiyatla aldım.
- cut-rate
- cut-price
- cut price
- reduced, at a discount, cut-price, cut-rate
- (buying or selling) at a reduced price/at a discount; (buying) on sale
- cut
- reduced, marked down in price; discounted; reduced, sale (price); discount (price)
- at a discount
Aren't you selling this at a discount price?
- Bunu indirimli fiyata satmıyor musun?
- cut rate
- off- peak
- off-price
- on sale
Japanese beef was on sale yesterday.
- Japon dana eti dün indirimli idi.
Apples were on sale today.
- Elmalar bugün indirimli.
- at discount
- indirim
- discount
Tom is able to buy many things he needs at a local discount store.
- Tom yerel bir indirimli mağazada ihtiyacı olan birçok şeyi satın alabilir.
Tom wants a bigger discount.
- Tom daha büyük bir indirim istiyor.
- indirimli satış
- sale
I bought this TV set at a bargain sale.
- Bu TV setini indirimli satıştan aldım.
I went to a sale with my mother yesterday and kept hounding her to buy me a dress.
- Dün, annemle birlikte indirimli satışa gittim ve bana bir elbise alması için onu kışkırtmayı sürdürdüm.
- indirimli mal satan
- cut-price
- indirimli mal satan
- cut-rate
- indirimli oran
- reduced rate
- indirimli satış
- (Ticaret) sales
- indirimli satışlar
- (Bilgisayar) sales
- indirimli ithalat vergisi
- (Ticaret) reduced rate of import duty
- indirimli bilet
- (Ticaret) ticket at reduced rate
- indirimli eşya tezgahı
- (Ticaret) bargain counter
- indirimli fiyat
- sale price
- indirimli fiyat
- cut price
- indirimli fiyat
- bargain price
Sami fixed Layla's car for the bargain price of 60 dollars.
- Sami, Leyla'nın arabasını 60 dolarlık indirimli fiyatla onardı.
- indirimli fiyat
- the price minus the discount
- indirimli fiyat
- giveaway price
- indirimli fiyat
- reduced price
- indirimli fiyatlar
- popular prices
- indirimli gümrük vergisi
- (Ticaret) reduced customs duty
- indirimli satmak
- (Ticaret) sell with discount
- indirimli satmak
- sell at a discount
- indirimli satmak
- to close out
- indirimli satış
- bargain sale
- indirimli satış
- close out sale
- indirimli satış
- clearance sale
- indirimli satış mağazası
- (Ticaret) discount house
- indirimli satış merkezi
- (Ticaret) discount mail
- indirimli satış reyonu
- (Ticaret) bargain basement
- indirimli satış süresi
- (Ticaret) sell-off period
- indirimli satış yapılan yer
- bargain basement
- indirimli tarife
- off peak tariff
- indirimli tarife
- (Ticaret) reduced tariff
- indirimli tarife
- off peak charges
- indirimli tarife kargosu
- (Ticaret) berth cargo
- indirimli tarife son dakikası
- (Bilgisayar) cheap time end minute
- indirimli tarife son saati
- (Bilgisayar) cheap time end hour
- indirim
- reduction
We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
- Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
We would ask you to give us a price reduction of 5%.
- Bize %5'lik bir fiyat indirimi vermenizi istiyoruz.
- indirim
- rebate
My cat ate a part of the rebate check.
- Kedim, indirim çekinin bir parçasını yedi.
- indirim
- (Nükleer Bilimler) dumping
- indirim
- abridgment
- indirim
- (Ticaret) damp
- indirim
- (Bilgisayar,Ticaret) sale
I bought this T-shirt on sale.
- Bu tişörtü indirimli aldım.
Apples were on sale today.
- Elmalar bugün indirimli.
- indirim
- degradation
- indirim
- (Ticaret) relief
- indirim
- remission
- indirim
- (Ticaret) recoupment
- indirim
- cutback
- indirim
- off
We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
- Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
It was 30% off during the sale.
- O satış boyunca yüzde 30 indirimdeydi.
- indirim
- (Ticaret) deductible
This insurance has a high deductible.
- Bu sigortanın yüksek bir indirimi var.
What's the deductible on your insurance?
- Senin sigortanda indirimli nedir?
- indirim
- sales
Advertisements for discounts and sales constantly arrive on Tom's mobile phone.
- İndirimler ve satışlarla ilgili ilanlar sürekli olarak Tom'un cep telefonuna geliyor.
- indirim
- degression
- indirim
- abatement
- birden çok yolculuk için indirimli tarifeler var mı
- Are there any discount fares for multiple trips
- grup için indirimli tarifeler var mı
- Is there a group rate
- indirim
- mus. downward transposition
- indirim
- reduction, discount, cutback " tenzilat, ıskonto; sales
- indirim
- allowance
- indirim
- allowance for cash
- indirim
- purchase discount
- indirim
- cut
The plan announced Tuesday calls for $54 billion in tax cuts.
- Salı günü yayınlanan planda 54 milyar dolar vergi indirimi duyuruldu.
The Government are considering tax cuts.
- Hükümet, vergi indirimlerini düşünüyor.
- indirim
- price cut
- indirim
- reduction (in price); discount
- indirim
- deduction
The tax agent allowed the deduction.
- Vergi ajanı indirime izin verdi.
- indirim
- offtake
- indirim
- price cutting
- indirim
- (Hukuk) reduction, remission
- indirim
- markdown
- parça kumaşların indirimli satışı
- remnant sale