Onun geveleyerek konuşması onun sarhoş olduğunun bir işaretiydi.
- Her slurred speech was an indication that she was drunk.
Onun olup bittiğine dair bir işaret görmüyorum.
- I see no indication of that ever happening.
Uluslararası bir yarışmada bu yaştaki zaferi parlak bir geleceğin iyi bir göstergesidir.
- His victory at this age in an international competition is a good indication of a bright future.
Cehalet bir aptallık belirtisi değildir.
- Ignorance is not an indication of stupidity.
The frequent stops they make in the most convenient places are plain indications of their weariness. Joseph Addison.
... So that's one of the indications. ...
... battered in the U.S., we are starting to see, um, some positive signs, some indications ...